11 Temmuz 2007 Çarşamba

Günaha Bakmak

Mevsimlik musibetlere karşı kendinizi korumaya alıyor musunuz?
SAMİ USLU
Önemli bulduğum 'mevsimlik musibet' konusunu şu yaz döneminde bir daha düşünmeye ne dersiniz? Üzerinde durmaya değer mi?

'Mevsimlik musibet' ifadesiyle neyi mi arz etmeye çalışıyorum?
Sabır gösterir de yazıyı sonuna kadar okuma lütfunda bulunursanız konuyu kolayca anlayacak, gerçekten de üzerinde durmaya değen bir mühim mesele diyerek siz de düşünmeye başlayacaksınız. Sözü daha fazla uzatmadan mevsimlik musibetten kastımızı ve korunma çarelerini arz etmeye çalışayım.

Efendim, bilindiği üzere geçmişte sokak bugünkü kadar bozulmamış, toplum hayatında kötülükler kol gezer hale gelmemişti. O yüzden o günkü insanlardaki dindarlık, ahiretini kurtarma gayretinden başka mânâya gelmiyordu. İnsanlar sadece ahiretini kurtarmak için dindarlaşıyor, mazbut olma gereği duyuyorlardı. Bugün de öyle mi?... Hayır, bugün durum çok farklı. İnsanlar ahiretini kurtarmak niyetinden önce dünyalarını kurtarmak için de dindarlaşıyorlar, dindarlıktan faydalanıp kol gezen kötülüklerden kendilerini, aile, çoluk çocuklarını dindarlıkla korumaya çalışıyorlar. İsterseniz bakın toplum hayatına. Her geçen gün yaygınlaşan kötülüklerden, bağımlılık ve ahlâkî yozlaşmadan kendilerini en çok koruyanlar dindar olanlardır. Dinine bağlı kalanlardır. Çünkü dinin insanı kötülüklere iten zaaflar hakkında yasaklayıcı hükümleri vardır. Bu hükümlere itaat eden dindarlar sadece ahiretini kurtarmakla kalmıyor, dünyalarını da kurtarıyor, gittikçe yaygınlaşan günah bağımlılıklarından aile ve çocuklarını da muhafaza ediyorlar. İsterseniz İsra Sûresi'nin 32. ayetinin koruyucu ikazına bakın:

- 'Zina yapmayın!' demiyor, 'Zinaya yaklaşmayın!' diye ikaz ediyor. Çünkü asıl mesele yanlışlara yaklaşmamaktadır. Yaklaşmayanın korunması kolay olur. Yaklaştıktan sonraki tahriklere dayanmak zorlaşır, ateşe yaklaşanın isabet alması ihtimali gibi tehlike belirir. Onun için kötülüklere vesile olabilecek, davetçilik mânâsına gelebilecek tahrikçi ve teşvikçi görüntüleri de yasaklayan din, müstehcene bakılmasını da caiz görmüyor, müstehcen dolaşılmasını da... Hatta bu bakma konusunda bir diğer ayetin emri de bir başka koruyucu özellik arz ediyor, bir de ona bakın lütfen:

- "İnanmış erkek ve kadınlar gözlerini harama bakmaktan kapasınlar! (Nur, 30)

- Gözleri kapamak mümkün mü? Hayır. Ya niçin kapasınlar diyor?

- Öylesine gözlerini harama bakmaktan, müstehcene nazar etmekten korusunlar ki, sanki gözleri kapalıymış gibi hayallerini bile tertemiz, pırıl pırıl tutsunlar, zihinlerini kirlenmekten korusunlar... mesajını veriyor.
Nitekim İmam-ı Şibli bu ayeti tefsir ederken: "Sadece kafa gözlerini kapamakla kalmasınlar, kalp gözlerini de kapalı tutsunlar, hayallerine almasınlar haramları, müstehcenleri, kötülükleri..." diyor, hayali dahi tertemiz tutmak istiyor.

- Gözle bakış konusunda neden bu kadar ısrarlı ikaz ediliyor inanmış insanlar?

- Çünkü bütün günahlar, ahlakî bozulmalar gözle, bakışla başlar, bakışın ısrarıyla baskı artar, sonra fiilî günaha dönüşür. Üstelik gözler baktıklarının resimlerini de çeker, hayalhanesine depo eder. Nereye gitse, nerede olsa artık çektiği bu resimler hayal âleminde gözlerinin önündedir. Öğrenciyse dersine tam çalışamaz, işçi ise mesleğine tam yönelemez, fikir adamıysa zihnini toparlayamaz, derken her konuda gerileme, düşüş başlar bakışlarını korumayanlarda. Bu duruma düşmemek için din yasaklar koyar, mensuplarını böylesine gerilemelere maruz kalmaktan kurtarır. Bundan dolayı söylemiş Bediüzzaman Hazretleri, kitaplık çaptaki şu meşhur sözünü:

- "Dünyasını kurtarmak isteyen dinine sarılsın. Ahiretini kurtarmak isteyen dinine sarılsın. Her ikisini de kurtarmak isteyen dinine sarılsın!"
Ne dersiniz, mevsimlik musibetten kendimizi koruma azim ve aşkımız ne haldedir? Yılandan, akrepten kaçar gibi kaçıyor muyuz müstehcenlerden, müstekrehlerden? Salgın haldeki zaaflardan... Yoksa (Allah korusun) battı balık yan gider tekerlemesini mi fısıldıyoruz içimizden? Bence bütün bir yaz boyunca bu sorular vicdanımızda sorulmalı, cevabı da ciddi şekilde düşünülmelidir. Şayet yaygınlaşan yaz günahlarından kendimizi koruma azmimizi koruyorsak tabii...
03 Temmuz 2007, Salı
Kaynak: http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/yazar.do?yazino=559045