11 Aralık 2007 Salı

Kur’anı Kerim Mealleri

Meal kısaca Kur’anın başka bir dile örneğin Türkçe’ye çevirisidir.

Okuma bilen her düzeydeki insan Kur’anı Kerimi meallerinden okuyabilir. Genel olarak Kur’anın ne demek istediği anlaşılır.

Her bir mealde ayet aynı manaya gelse de kelime ve cümle olarak farklılıklar olabilir. Çünkü bir dildeki bir kelime ya da deyim başka bir dilde birden fazla kelimeyle ifade ediliyor olabilir. Ya da Arapça’da olan bir kelime Türkçe’de birebir karşılığı olmayabilir. Bu durumda birden fazla kelime ya da açıklama ile bu durum çözülmeye çalışılır.


Ancak mealler, ne kadar iyi olsa da Kur’anın anlam ve duygu açısından birebir aynısı olamazlar.

Şöyleki

1) Kur’an Allah kelamıdır (sözüdür). Türkçe’ye çevrilince Allah’ın Kur’an’daki kelime ve cümlelere yüklediği duygu, anlam v.b. bozulabilir.
2)Kur’an sözlerinin sese dönüşmesi ve sesin işitilmesinin insan ruhu ve madde üzerinde ilahi bir etkisinin olduğunu da söyleyebiliriz. Dolayısıyla Kuran namazda ve dua niyetiyle okunurken orjinal haliyle okunmalıdır.
3) Kur’an Arapça’ya has edebi özelliklere sahiptir. Başka bir dile çevrildiğinde bu özellikler birebir aktarılamaz.

Ayrıca Kur’anı Kerim’i tam olarak anlamak ve ayetleri yorumlamak için tefsirlerden yani açıklamalarından yararlanmak zorundayız. Rivayet Tefsirlerinde Kur’andaki her bir sürenin, ayetin iniş sebepleri başta olmak üzere, ilgili oldukları alanlara dair Hz. Muhammed (SAV)in, önde gelen ashabın (yakın sahabe), onlardan sonra gelen tabiinin (sahabeyi tanıyan) ve tefsir imamlarının görüşleri aktarılmaktadır. Dirayet tefsirleri ise sosyolojik, bilimsel, işari (tasavvufi) tefsirlerdir. Dirayet tefsirinde, tefsirci (müfessir) içinde bulunduğu zamanın, mekanın şartlarına göre, o ayetin nasıl anlaşılabileceği konusunda fikir yürütür.

Türkçe’de çok sayıda meal bulmak mümkündür. Doğal olarak şu meal çok güzeldir - yani anlam ve duyguyu çok güzel yansıtmış- demek pek mümkün değildir. Bu yüzden bir kaç meali karşılaştırmalı okumak en güzelidir. Hatta İngilizce bilenler için İngilizce’lerine de bakmak güzel olacaktır.

Meallerden örnekler:

Muhammed Esed'in Meali çok güzel bir Türkçe ile yazıldığından çok sayıda kişi tarafından tercih edilmektedir. Ancak meal de ayrıca yer alan tefsir ise bilimsel konuları isbatlamaya çalışması v.b gibi nedenlerle eleştirilir.

İSMAİL HAKKI BURSEVİ meali tasavvuf yönleri öne çıkan bir mealdir. Bu meal İsmail Hakkı Bursevî hazretlerinin tefsirini (Ruhul Beyan) esas alınarak hazırlanmış.

Süleyman Ateş’in meali hakkında internette bulduğum bir okuyucu yorumunda:
”Süleyman Ateş’in meali birebir motamot çeviridir. Yani diğer mealler gibi cümle anlaşılsın diye devrik cümleyi kurallı hale getirmek ya da başka kelime eklemek pek yok bu mealde. Bu bir dezavantaj belki ama arapça öğrenenler için son derece uygun...” denilmektedir.

Elmalılı Hamdi Yazır'ın meal ve tefsiri Türkiye’de en çok reklamı yapılan ve belkide, bu durumdan dolayı en çok okunan mealdir. Bir çok kişi tarafından beğenilirken bir çok kişi de doyurucu bulmamaktadır.

Ali ÜNAL tarafından hazırlanan Allah Kelâmı Kur'an-ı Kerîm ve Açıklamalı Meâli en son meallerdendir.

Hayrat Neşriyat Mealleri dipnotları Risale i Nur açıklamalı olan bir mealdir.

Şimdi bir internet sitesinde “Tekvir Süresi beni çok etkiler ve düşünmeye sevkeder..” yorumuyla dikkatimi çeken Tekvir Süresi meali ile yazımızı bitirelim.

1- Güneş katlanıp dürüldüğünde,
2- Yıldızlar bulandığında,
3- Dağlar yürütüldüğünde,
4- Kıyılmaz mallar bırakıldığında,
5- Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında,
6- Denizler ateşlendiğinde (suları çekilip, volkanlar halinde ateş püskürdüğünde),
7- Nefisler eşleştirildiğinde (iyiler iyilerle, kötüler kötülerle bir araya toplandığında),
8- Diri diri toprağa gömülen kıza sorulduğunda,
9- "Hangi günahtan dolayı öldürüldü?" diye.
10- Amel defterleri açıldığında,
11- Gök sıyrılıp açıldığında,
12- Cehennem kızıştırıldığında,
13- Ve cennet yaklaştırıldığında,
14- Herkes ne getirmiş olduğunu anlar.
15- Şimdi yemin ederim o sinenlere (gündüzleri gözden kaybolan yıldızlara),
16- O akıp akıp yuvasına gidenlere,
17- Yöneldiği an geceye,
18- Nefeslendiği (ağardığı) an sabaha ki,
19- Kuşkusuz o Kur'an, değerli bir elçinin sözüdür.
20-O elçi güçlüdür, Arş'ın sahibinin yanında çok itibarlıdır.
21-Orada ona itaat edilir, güvenilir.
22- Arkadaşınızı cin çarpmış değildir.
23- Andolsun o, Cebrail'i açık ufukta gördü.
24- O, gayb hakkında cimri de değildir.
25- O, kovulmuş bir şeytanın sözü değildir.
26- Hâl böyle iken, siz nereye gidiyorsunuz?
27- O, âlemler için öğütten başka bir şey değildir,
28- İçinizden doğru gitmek isteyenler için.
29-Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince, siz dileyemezsiniz.

Hiç yorum yok: