29 Temmuz 2008 Salı

2 Nisan 2008 Çarşamba

Güzel Bir Kitap: Merhamet – Kalbe Dönüş İçin Son Çağrı (2008)

Hayattan sıkıldınız; birbirine benzer işlerle dolu günler mi geçiyor sunuz? İşte size güzel bir kitap, biraz nefes almak için...


Doç. Dr. Kemal Sayar’ın “Merhamet– Kalbe Dönüş İçin Son Çağrı” adlı kitabını yeni okudum. Son zamanlarda okuduğum en güzel kitaplardan bir tanesi... Ancak kitabın adı biraz yanıltıcı olabilir. Çünkü kitap hayatı anlamamıza yardımcı olacak çok sayıda güzel analizler ve örneklerle dolu...

http://www.kemalsayar.com



Kemal Sayar’ı TRT 2 deki "İNSANLIK HALİ, Cumartesi, 23:15” programı ile tanıdım. Hacettepe TIP mezunu. Marmara Üniversitesi’nde Psikiyatri alanında uzmanlığını tamamlamış. Dolayısıyla kitap bir psikiyatristin bakış açısıyla hayata bakmamızı da sağlıyor.


Kitabın dili oldukça akıcı ve sade. Bir çırpıda okuyup bitirebiliyorsunuz. Kitabın ilk bir kaç makalesinde, babasını 2007 yılında kaybetmesiyle, neler hissettiğini anlatarak konuya giriyor. Dolayısıyla yazar iç dünyasına samimi bir pencere açıyor. Özellikle babasını kaybetmiş okuyucuların bu bölümden çok etkileneceklerini düşünüyorum.


Kitap temel olarak insani değerleri bir çok güzel örnekler ve iyi analizler ile anlatıyor. Bir çok insanın kitaptan hayatı ve insanları anlamak noktasında yararlanacaklarını düşünüyorum.


Dünyada güzel bir kitap bulmak kadar zor bir şey yoktur; bilgece ve samimice yazılmış bir kitap...


Kitap bilgileri: Merhamet Kalbe Dönüş İçin Son Çağrı Dr. Kemal Sayar / TİMAŞ YAYINLARI 2008 ISBN:9752637023

http://www.kitapyurdu.com/kitap/131995/merhametkalbedonusİcinsoncagri


Sayfa 39’dan bir paragraf:

Tüketim toplumu yavaşlama kabliyetimizi köreltiyor. Oysa daha az ihtiyaç duyan insanlar olabilsek, yepyeni bir özgürlük biçimiyle de tanışmış olacaktık. Modern bireyin en yaygın korkuları; başarısızlık korkusu, sıradan olma korkusu, bir hiç olma korkusu. İnsana anlam ve istikrar hissi veren değerlerin parçalandığı, her şeyin satılığa çıkarıldığı bir çağda ait olacak bir yer bulmak da zorlaşıyor. İşlerimize yapışıyor ve orayı kendimize bir sığınak kılıyoruz. Modern toplum Nazi çalışma kamplarının o bildik sloganını tekrar ediyor: Arbeit Macht Frei (Çalışmak Özgürleştirir). Oysa gerçekte düşünmek ve hissetmek için, aylaklığa, kainatı bir huzur duygusuyla seyredebileceğimiz uzun saatlere ihtiyaç var.