20 Haziran 2007 Çarşamba

İmam-ı Azam Ebu Hanife

Birinci Hicri Asrın sekseninci yılında doğup İkinci Asrın tam yarısında göçen Numan Bin Sabit (Ebu Hanife) Hazretleri...

Ruh Feyzi: Kendisi zahir perdesinde tecelliye memur olduğu için büyük veli Maruf Kerhi Hazretlerinden devşirdiği iç feyzi peçeleyen ve bu feyz temeli üzerinde zahir sarayının en satvetli abidesini yükselten büyük imam... Bir gece kandilleri sönmek üzere bir mescide girip mihraba karşı diz üstü oturduğu zaman onu gören cami görevlisi kandillere yağ doldurmak için koşarken büyük imamın bir işaretiyle bu işten vazgeçti ve sabah namazı vakti, Ebu Hanife Hazretlerini, aynı noktada, aynı vaziyette, kandilleri de ağızlanna kadar yağ dolu, pırıldarken gördü ve «kimseye bir şey söyleme!» emrini aldı. Gizli keramet ve «velayet»...

İlim ve Takva: 30 yıl yatsı namazı abdestiyle erişilen sabah namazı, iki günde bir hatim hesabına girecek miktarda Kur'ana sarılış, hafızasında ve yüreğinde yazılı yüzbinlerce Hadis, Kabede kıldığı iki rekat namazı bütün bir hatimle tamamlayış ve gaiblerden gelen müjde sayhası...

Haşyet ve Riayet: Borçlusunun kapısında beklerken gölgede duramayacak kadar faiz ihtimali korkusu ve 1 dirhemlik kirine kadar cevaz fetvası verdiği gömleğini saatlerce suda çitileyişi...
Soranlara da karşılığı: «O fetva, bu takva!..»


Müsamaha ve Rahmet : Dilinin altında ve hançerinin ucunda, Allah ile Resulünü doğrulayıcı en küçük manaya bile iman gözüyle bakasıya, bir adamın eğilmeden ve secdeye varmadan namaz kıldığını söyleyenlere: -«sakın, kıldığı cenaze namazı olmasın!» diyesiye bir müsamaha ve rahmet tevili...

Müşahede ve Teşhis: Sokakta şaşkın şaşkın yürüyen ve etrafını heceleyen bir adam görüyor. Bu adam biraz ilerideki meydancıkta oynayan çocuklara doğru ilerliyor. Onlara sevgi gösteriyor ve elini heybesine atıyor. Daha heybeden ne çıkacağı belli olmadan, bu üç alamet karşısında İmam-ı Azam'ın teşhisi:

- Bu adam bu diyarın garibidir, mesleği Öğretmenliktir ve
heybesinde tatlı şeyler saklamaktadır.
Ayniyle dediği gibi çıkıyor.

Zeka ve Mantık: Onu kadılar kadısı yapmakta ısrar gösteren halifeye cevabı:
- Size diyorum ki, ben bu makama layık değilim. Ya doğru söylüyorum, yahut yalan... Doğru söylüyorsam demek layık değilim, yakamı bırakın! Yalan söylüyorsam, yalancı kaza makamına getirilemez; yine bırakın!

Ve Allah'ın öncesi olmak gerektiğini savunan birine karşılığı:

- «Bir»in öncesi nedir?

Tevazu ve Hikmet: Çıraklarının İbrahim Ethem Hazretlerini küçümsemesi üzerine sözü:
- 0, Allahın zatiyle meşgul bizse bu işin dedikodusuyle...

Ahlak ve Samimiyet: "Halka vaaz ver, kölelerini azad
etsinler! "Diyen bir köleye mukabelesi:

- Bana bir iki gün müsaade et; böyle bir nasihatte bulunabilmek için benim de bir köle satıp alıp azad etmem gerekir. Bir köle satın alayım da vaaz kürsüsüne öyle geçeyim!

Sadakat ve Fedakarlık: Fetva makamını kabul etmediği için zindanda sürünüşü, kırbaç altında ezilişi ve o yüzden dünyaya veda edişi...

Vecd ve Aşk: Ve nihayet herbiri öbürünü içinde taşıyan bu faziletlerin ana mayası halinde ve tek tek hepsini kuşatıcı bir vecd ve aşk seciyesi...
Daha nice hesaba sığmaz nevileri içinde saydığımız bu dokuz haslet ve fazilet öbür mezhep imamlannda da tamamdır, hiçbirinin öbürüne karşı yüceltici tavnndan başka alçaltıcı bir edası yoktur; ve ululuklarının menkıbelerini uzun uzun göstermeye bu eserin hedefi müsait değildir.
İkinci ve Üçüncü Hicri Asırlarda eserlerini veren bu imamlar, kısılmaya yüz tutmuş vecd ve aşkın gölgelediği loşluk içinde İslam ölçülerini bütün saffet ve asliyetiyle nakış nakış meydana çıkardılar ve akıl hezeyaniyle, hezeyan aklı cereyanlanna karşı nirengi noktalarını diktiler...

Kaynak: Necip Fazıl Kısakürek

Hiç yorum yok: